“Her yeni başlangıç, içinde belirsizlikler ve zorluklar barındırır. Ancak bu zorluklar, yalnızca işi değil, insanı da geliştirir. Gürok’un kendi mühendislik teknolojisini üretme yolculuğu da tam olarak böyle başladı: Zorluklarla, engellerle ve onları aşmayı seçen bir ekibin cesaretiyle.

1994 yılında, Gürok Grup olarak sofra camı fabrikamızı kurma kararı aldığımızda, bu alanda dünya çapında kendini kanıtlamış makine üreticileriyle görüşmelere başladık. Ancak ilk yatırımlarımız sırasında, piyasada yerleşik bazı dengeler ve tedarik koşulları, ihtiyaç duyduğumuz makinelere erişimi zaman zaman zorlaştırdı. Fiyatlar ve teslim süreleri öngörülenden daha yüksek ve uzun olabiliyordu. Bu süreçte doğru zamanda doğru iş birlikleri kurarak ilk üç üretim hattımızı devreye almayı başardık. Bu makineler, dışarıdan temin ettiğimiz son hatlar oldu; çünkü bu deneyim, kendi teknolojimizi geliştirme kararlılığımızı daha da pekiştirdi.

Bu süreçten birkaç yıl sonra, yurt dışındaki bir fuarda, üretim hattımız için ihtiyaç duyduğumuz kritik bir sistemin elektroniğiyle ilgili teknik destek arayışındaydık. Ancak teknolojiyi elinde bulunduran bazı firmalar, iş birliklerine mesafeli yaklaşarak destek süreçlerini yavaşlatmayı tercih etti. Bu tutum, yalnızca teknik bir gecikme değil; aynı zamanda bağımsızlık hedefimize giden yolda bizi daha kararlı kılan bir dönüm noktası oldu.

O gece, Gürok Grup Yönetim Kurulu Başkanımız Rıza Güral tüm ekibi otelde topladı. Ve o meşhur cümlesini söyledi:

“Kendi teknolojini üretemezsen, işin de geleceğin de başkalarının iki dudağı arasında olur. Biz sadece cam üreticisi değil, kendi teknolojisini geliştiren bir firma olmalıyız.”

Bu söz, Gürok’un geleceğini çizen dönüm noktası oldu. Çünkü o andan itibaren, “kendi teknolojisini üreten bir şirket” olma vizyonu yalnızca bir hedef değil, stratejik bir zorunluluk hâline geldi. Patronlarımız, sürdürülebilir ve bağımsız bir üretim için kendi teknolojimizi geliştirmemiz gerektiğine inandı. Bu vizyonu gerçeğe dönüştürmek için atılan ilk adım, dünyanın en iyi cam üreticilerinden biriyle yapılan beş yıllık bir know-how iş birliği oldu. Teknik ziyaretler, saha çalışmaları ve eğitimlerle bilgi birikimi hızla arttı.

Kısa sürede, yalnızca üretimi değil, üretim teknolojilerini de kendi bünyemizde geliştirebilecek yetkinliğe ulaştık. Yeni yatırımların makineleri artık Gürok mühendislerinin ve teknisyenlerinin elinden çıkıyordu. İlk tamamen yerli üretim hattımız, bu vizyonun ilk büyük zaferi oldu.

Bugün Gürok’ta, Türkiye’nin en iyi üniversitelerinden mezun, alanında uzman mühendis, teknisyen ve yöneticilerle; tasarımdan yazılıma, üretimden analiz süreçlerine kadar tüm teknoloji altyapısını kendi bünyemizde geliştiriyoruz. Sadece ihtiyaç duyulan makineleri değil, başka üreticilerde bulunmayan özgün teknolojileri de hayata geçiriyoruz. En karmaşık üretim proseslerinde bile, hızla çözüm üretebilen çevik bir mühendislik ekibine sahibiz. Bu yetkinliği, yapay zekâdan dijitalleşmeye ve Ar-Ge çalışmalarının artırılmasına kadar uzanan hedeflerle daha da ileri taşımayı amaçlıyoruz.

Bu başarı, yalnızca teknik bilgiyle değil, aynı zamanda güçlü bir liderliğin vizyonu ve ekibe duyduğu inançla mümkün oldu. Zor zamanlarda yol gösteren, duraksayan anlarda ilerlemeye cesaret eden liderimiz sayesinde, sadece teknoloji değil; aynı zamanda bir kurum kültürü inşa ettik.

Ve bu kültür, bir sloganda özetleniyor:
Sınırsız Düşün, Cesur Davran, İyi Yap.

Gürok’un mühendislik başarısı; engellerin karşısında vazgeçmeyen bir ekip, kendi yolunu çizen bir liderlik ve bağımsızlık arzusuyla yazıldı. Ve bu hikâye, daha yeni başlıyor.”

Ayhan Erdoğan 

LAV Teknopark Direktörü