#İNSAN VE KÜLTÜR

Kültürel Dönüşümde Asıl Güç Kim: Z Kuşağı mı Popüler Kültür mü?

Z kuşağı sadece izlemiyor, kültürü baştan yazıyor!

Kültür dediğimiz şey, bir toplumun yaşam biçimini, değerlerini, alışkanlıklarını ve hatta düşünce tarzını şekillendiren bir yapı. Bizi biz yapan şey aslında… Geçmişten gelen bilgi, sanat, inançlar ve davranış kalıpları zamanla şekil değiştirerek bugüne kadar geliyor. Ama bu şekil değişikliği durmadan devam ediyor. Özellikle de dijital çağda!

Son yıllarda bu değişimin en dikkat çekici ayağı “popüler kültür”. Hızla üretilen, hızla tüketilen, modası çabuk geçen şeyleri kapsıyor. Artık ihtiyaçtan çok “arzu” ön planda. Tüket, geç! Ama bu kültür her yere dokunuyor: modaya, müziğe, sosyal medyaya, günlük yaşama… Bir yandan eğlenceli ve kapsayıcı ama öte yandan da yüzeysel kalabiliyor.

Peki bu yeni dünyanın en aktif oyuncusu kim? Elbette Z kuşağı!

Bugün özellikle Z kuşağının popüler kültürle olan ilişkisi sadece bir tüketim meselesi değil. Onlar aynı zamanda dijital dünyanın içeriğini şekillendiren, üretime yön veren bireyler. Deloitte’un 2024 tarihli Küresel Gen Z Araştırması’na göre Z kuşağının %70’i sosyal medyayı yalnızca iletişim aracı değil, kimliğini ifade ettiği bir alan olarak görüyor. Türkiye’de yapılan araştırmalarda ise gençlerin %85’i günde en az üç saatini sosyal medyada geçiriyor. Pew Research Center’a göre haber takibi bile artık Instagram, TikTok ve YouTube üzerinden yapılıyor. Bu da gösteriyor ki, Z kuşağı hem içerik üreticisi hem de kültürel bir akımın taşıyıcısı hâline gelmiş durumda.

Z kuşağı, dijital çağın içine doğmuş bir nesil. Teknolojiyle büyüdüler, sosyal medyayla kimliklerini buldular. Özgürlüklerine düşkünler, bireyseller, hızlı düşünüp hızlı karar veriyorlar. Aynı anda birçok şeyle ilgilenebiliyor, internetin sağladığı sınırsız bilgiye anında ulaşabiliyorlar.

Popüler kültürle de araları oldukça iyi. Özellikle sosyal medya bu ilişkiyi çok daha güçlü hâle getiriyor. Onlar için sosyal medya sadece eğlenmek ya da haber almak değil; kendilerini ifade ettikleri, görünür oldukları, fikirlerini ortaya koydukları bir alan. Artık sadece izleyen değil, içeriği üreten bir kuşak var karşımızda.

Ama bu etkileşimin hiç mi olumsuz yanı yok? Elbette var. Sürekli akan bilgi, yüzeysel içerikler, hızlı tüketim bazen derin düşünmeyi zorlaştırabiliyor. İşte bu noktada hem Z kuşağının hem de önceki kuşakların birbirinden öğrenmesi gerekiyor. Deneyimle yenilik buluşmalı ki hem geçmişin kültürel birikimi korunabilsin hem de dijital dünyanın etkileri daha sağlıklı yönetilebilsin.

Yapay zekâ, sosyal medya, hızlı değişen gündem derken gerçeklik algımız bile bulanıklaşabiliyor. “Brain Rot” yani dijital çağın neden olduğu zihinsel yorgunluk bu yüzden sıkça konuşulur oldu. Bu yüzden eleştirel düşünme, dijital okuryazarlık ve kültürel farkındalık Z kuşağı için her zamankinden daha önemli.

Kısacası, kültür ve popüler kültür birbirine rakip değil. Aslında iç içeler. Popüler kültür kültürel üretimin yeni yollarını açarken, geleneksel kültür bize köklerimizi hatırlatıyor. Dengeli bir şekilde ilerlenirse, hem bireylerin kültürel kimliği hem de toplumun devamlılığı sağlam bir zemine oturabilir.

Zeynep Yalçın

Gürok Grup Kurumsal İletişim Direktörlüğü Ekip Üyesi

Kültürel Dönüşümde Asıl Güç Kim: Z Kuşağı mı Popüler Kültür mü?

Yapay Zekâyla Daha Yeşil Bir Dünya

Bir yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir