Görünmeyeni görünür kılmak, bilinmeyeni anlamlandırmak… İnsanlık tarihi boyunca bu iki dürtü, bizi teknolojik devrimlere sürükledi. Bugün bu devrimlerin belki de en etkileyicisiyle karşı karşıyayız: Yapay Zekâ (YZ).

Bir zamanlar sadece bilim kurgu filmlerinde karşımıza çıkan YZ, bugün hayatın her alanında bizimle. Kimi zaman telefonlarımızdaki kişisel asistanlarda, kimi zaman üretim hatlarındaki robotlarda, kimi zaman da sosyal medya akışımızda karşımıza çıkan önerilerde… 

Peki ama gerçekten neredeyiz bu yolculukta? Ve daha nereye gideceğiz?

Yapay Zekâ: Artık Gelecek Değil, Bugünün Gerçeği

Yapay zekâ, artık sadece bilim kurgu senaryolarında karşılaştığımız bir kavram değil. ChatGPT, Midjourney, DALL·E, Google Gemini, Copilot, Claude gibi modeller, günlük hayatın, iş dünyasının, yaratıcılığın ve bilimsel araştırmaların bir parçası haline geldi.

• McKinsey’nin 2023 raporuna göre, yapay zekâ kullanan şirketlerin %75’i gelir artışı sağlarken, %44’ü maliyetlerini düşürmeyi başardı. Özellikle üretim, sağlık, lojistik ve finans gibi sektörlerde verimliliği dramatik biçimde artırıyor. Yine McKinsey’in raporuna göre şirketlerin %60’tan fazlası en az bir YZ aracı kullanıyor. En yaygın kullanım alanları: müşteri hizmetleri, içerik üretimi, kodlama, pazarlama ve veri analizi.
• 2024 itibarıyla, küresel yapay zekâ pazar büyüklüğü 200 milyar doları aştı. 2030’da ise bu rakamın 1.8 trilyon doları aşması bekleniyor.
• Goldman Sachs’a göre önümüzdeki 10 yılda YZ, dünya genelinde 300 milyon işin dönüşmesine neden olabilir.

YZ artık sadece bir teknolojik trend değil; insanlık tarihindeki en büyük dönüşümlerden biri olarak görülüyor.

Dönüşen İş Modelleri, Yeni Yetkinlikler

Yapay zekâ, sanayiden finansa, sağlıktan eğitime kadar pek çok sektörde iş yapış biçimlerini dönüştürüyor.

• Sanayide kestirimci bakım, kalite kontrol ve otomasyon süreçleri YZ ile daha verimli hale geliyor.
• İçerik dünyasında, YZ tabanlı yazılımlar bilgi üretimini hızlandırıyor, ancak insan yaratıcılığını da farklı bir boyuta taşıyor.
• İnsan kaynaklarında, işe alım süreçlerinde YZ’nin kullanımı yaygınlaşıyor, önyargı riskleri tartışılıyor.

Bu dönüşüm, beraberinde yeni yetkinlikleri de getiriyor: veri okuryazarlığı, yapay zekâ ile iş birliği, dijital etik, sürekli öğrenme…

Türkiye Bu Yolculukta Nerede?

Türkiye, yapay zekâ alanında küresel yarışa uyum sağlamak için stratejik adımlar atıyor. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın yayımladığı 2024-2025 Ulusal Yapay Zekâ Stratejisi Eylem Planı, sektörde nitelikli insan kaynağını artırmayı, veriye erişimi kolaylaştırmayı, yapay zekâ girişimlerini desteklemeyi ve uluslararası iş birliklerini güçlendirmeyi hedefliyor. Ayrıca eğitim müfredatlarından fikri haklara, KOBİ’lere yönelik desteklerden etik çerçeveye kadar pek çok alanda somut adımlar planlanıyor.

Gürok Grup olarak biz de bu yolculuğun öncülerinden biriyiz.

2022 yılında Bilgi Teknolojileri bünyesinde yapay zeka ekibimizi kurduk. 2025 yılında da Kütahya’daki Teknokent bünyesine bu ekibimizi taşıdık. Kurduğumuz yapay zekâ ekibimizle, iş süreçlerimizi daha akıllı ve verimli hale getiriyoruz. Bugün geldiğimiz noktada, bu ekip yalnızca şirket içi projelere katkı sağlamakla kalmıyor, Avrupa’nın önde gelen yapay zekâ takımları arasında da gösteriliyor.
Bu gurur verici gelişme, sanayi ve teknoloji entegrasyonunda Türkiye’nin küresel rekabette ne kadar iddialı olabileceğinin en somut örneklerinden biri.

Peki, Daha Nereye Gideceğiz?

Yapay zekâ alanında öngörüler çarpıcı:

• Generatif YZ, sadece içerik üretmekle kalmayacak; yazılım geliştirmeden tasarıma, ilaç keşfinden eğitim sistemine kadar birçok alanda “yardımcı akıl” olarak yer alacak.
• Otonom sistemler (sürücüsüz araçlar, robotlar) şehirleri yeniden tanımlayacak.
• Kuantum bilişim ile birleşen YZ, veri işleme kapasitesini katlayarak yeni bilimsel keşiflerin kapısını açacak.
• Yapay Genel Zekâ (AGI) tartışmaları; YZ’nin insan zekâsını aşması halinde oluşabilecek etik ve hukuki soruları gündeme taşıyor.

Yapay Zekâ İle İnsan Merkezli Bir Gelecek Mümkün mü?

• Tüm bu gelişmeler, heyecan kadar endişe de yaratıyor. “İşlerimizi elimizden alacak mı?”, “Kararları makineler mi verecek?”, “Bilgi kirliliği artacak mı?”
• Cevap şu olabilir: Yapay zekâ bir araçtır. Onu nasıl kullandığımız, insanlık olarak nasıl bir gelecek istediğimize bağlıdır.

Akıllı Gelecek Bizimle Başlar

Yapay zekâ yolculuğu henüz çok başında. Ancak şimdiden bildiğimiz bir şey var: Bu teknoloji yalnızca kodlardan ve algoritmalardan ibaret değil. İnsan zekâsıyla birleştiğinde, dünyayı daha yaşanabilir, daha verimli ve daha sürdürülebilir bir yer haline getirme potansiyeline sahip.

Gürok olarak, bu potansiyeli işimize, üretimimize ve topluma değer katan bir vizyona dönüştürmeye kararlıyız. Çünkü biliyoruz ki akıllı gelecek, birlikte yazılır.